Kime Göre Kolay Makarna Sosu ve Hangimiz Kimiz ki?

Aklımdan geçen saniyelik düşünceleri durdurup üzerine düşünme egzersizi. Kolay makarna sosu. Sevmek istemeyince ne kadar da çok sevilmeyecek şey var bilgisi. Beynim birbirinden bağımsız görünen bu üç cümleyi sıralayıp kaçtı. Tansiyonu düşmüş yaşlının, elinin ulaşabileceği mesafede bir anda beliren işgüzar bir sandalye aradım, bulamadım. En yakın oturgaça oturdum. Bilgisayarımı aldım ve dökülmeye başladım. Çünkü iz bırakmaya çalışıyorum. Sonunda bunu anladım.

Youtube'da "Kolay Makarna Sosu" diye bir video gördüm. Dünyada makarna sosundan daha kolay ne var ki zaten, ne gereksiz diye saniyesinde yapıştırdım fikrimi yargıma. Ben bir süredir zihnimden  bızzzzt diye geçen, çoğu zaman farketmediğimiz ama biriktikçe kim olduğumuzu ve bu hayata hangi damdan baktığımızı neticelendiren anlık düşünceleri o an ensesinden tutup yakalamaç yapıyorum kendime. Bu da öyle bir düşünceydi ve gözüm hemen izlenme sayısına gitti. Baktım, milyon izlenmiş, milyon. Sarsıldım. Ya dedim ki sen mi bilicen kimin kolayının ne olduğunu, sen mi çizicen bu dünyanın arz talep eğrisini? Ya bu ne cüret dedim ya kendime. İşte bu an dostlarım, insanların yaptıklarını ve yapmadıklarını yargılamayı bırakmak için harika bir an gibi duruyordu.

Bir gün yeni tanıştığım biri, tanıştığım gün bana "Potansiyelinin yüzde yüzünü kullanmanı engelleyen şey ne?" diye sordu. Bu bana, başkası tarafından sorulan en kıymetli soru. Bence duyan herkesi bir miktar incitecek bir soru. Çünkü ben dahil herkes, yaptığı şeyin, isterse daha iyisini yapabileceğini düşünüyor ama yapmaya lüzum görmüyor. Bir şeyi "yapabilirim" fikri o şeyi "yapacağım"ın yolunu kesiyor, önünü tıkıyor. Yapabileceğini bildiği bir şeyi kim dener zaten? Ve fakat dostlarım -bu da "dan" diye söylenmez ama- büyük bir yanılgının içinde olabiliriz. Ve hatta özgüvenimizin çoğu bu "istesem yaparım"dan pompalanıyor olabilir. Her gün beş dakika ip atlamak, youtuber olmak ya da ezberden şiir okuyabilmek başkası yapınca oldukça dandik görünen maharetlerdir. Çünkü biz zaten istesek yaparızdır. Peki yapmaya kalkışsak bahane bulmadan her gün aynı aktiviteye ayıracak vakti bulabilecek miyizdir? Emek emek hazırladığımız video izlenmediğinde ikincisini çekmeye motive olabilecek miyizdir? Hafızada tutamadığımız kelimelere karşı dimdik durabilecek miyizdir? Hiçbir fikrimiz yok. Çünkü denemedik, ama deneyenler ve denediklerinin kıymeti hakkında nahoş fikirlerimiz var.

Velhasıl sevgili dostlarım, daha fazla uzatmaya gerek görmüyorum. Zaten çok azınız buraya kadar okuyor. Sadece diyebilirim ki sevmek istemeyince gerçekten insanlar bok gibi. Sevmeye çalışın da demiyorum, öyle pozitif bir yerden yazmıyorum bunları. İnsanları ve yaptıklarını gördüğünüzde aklınıza gelen o ilk düşünceye öyle hemen sırtınızı yaslayıp rahat etmeyin diyorum. Başkasının ne yaptığı, nasıl biri olduğu hakkında fikir edinmek için harcamamız gereken ATP sayısı nedir, her seferinde yılmadan sorun diyorum. Nasılsa nasıl, ne yapıyorsa yapıyor. Doğru ya da yanlış, eğri ya da büğrü. Biz dümdüz olalım, önümüze bakalım, içimize bakalım.


Yorumlar

Popüler Yayınlar