"Açtı Laleler Beyaz"
Alarmı, üzerine düşünmeden bir parmak alışkanlığıyla kapadım, fırladım yataktan. Telefonu elime alıp sayfa bile kaydırmadım. Gece uyurken üzerime bırakıldığını tahmin ettiğim yaşam enerjim, başkalarının ne yaptığını merak etmiyordu. Ağız ve diş sağlığımı korumak adına yine üzerine düşünmeden yaptığım birkaç rutinden sonra banyodan da fırladım. Olduğum yerleri terkederken yürümek yerine fırlamayı tercih ettiğim bir gün oluyordu.
Uzun zamandır gözümü açar açmaz kendimi attığım, betondan bir kutu yok hayatımda. Bu, güne neyle başlayacağına karar verme sorumluluğu demek. Çoğu zaman bir bardak suyla başlarım. Sonra bazen bir şeyler yazarım, bazen adaçayı yakarım, bazen hareket ederim. Bazen de hiçbir şey yapmadan öylece dururum. En sevdiğim şey de elimdeki kitabı akşamdan bitirmişsem sabah kitaplığın karşısına geçip kendime yeni bir kitap seçmek. Bugün de o günlerden bir tanesiydi, geçtim karşısına kim bilir ne hikayeleri ne fikirleri taşımakla görevlendirdiğimiz ahşap rafların önüne. İki tanesini kestirdim gözüme, odadan odaya lastik top randımanında ilerleyip salona ulaştım. O sırada ekran süremi renk vermeden katlayan, bilinçsizce yukarı aşağı oynattığım baş parmağım bir anda durdu. Göz bebeklerimin büyüdüğünü hissettim. Sakin'in ikinci albüm demo kayıtlarını Spotify'a yüklemiş Onur Özdemir. Üç özel ismin geçtiği bu cümle sizi şu an sarsmadıysa açıklasam da sarsmaz. Ama dayanamıyorum. İlk albümleriyle müziklerinin sihirli tozunu üzerimize serpip kaybolmuş bir grup Sakin. Türkiye isimli ülkede bir grup insan geçen zaman içinde "tekrar bir araya gelirler mi" umudunu da yitirmiş, ordan burdan bulduğu ikinci albüm demo kayıtlarını yalıyoruz senelerdir. Yani bu bir nimet. Aslında müziğin kendisi öyle.
Neyse ben bıraktım kağıdı kalemi, taktım kulaklığı. Ayaklarımı da bıraktım, ellerimi, kollarımı, boynumu ve adımlarımı da. Aklımda zihnime iyi gelmek vardı, kısmet ruhu sevindirmekmiş, itiraz etmedim. Çok heveslendiğim kitaplarım şu an yanımda duruyorlar. Bana "böyle konuşmamıştık" bakışı attıklarını sanmıyorum. Onlar da bazen hiçbir amaca hizmet etmeyen, bu hayatta biriktirdiğim şeylerin üzerine koymayacak, sadece ve sadece çok eğlenceli olduğu için yaptığım şeyleri anlayışla karşılıyorlar gibi. En azından ben öyle anlıyorum. Şu an kitap okuycam diye niyet ederek oturduğum koltuktan, kulaklığımı takıp kalkalı iki buçuk saat oldu, albümü yirmi sekizinci kez dinliyorum, gözlerimi toplamda üç dakika kadar açtım ve yeterince terledim.
Bu iki buçuk saati günün sonunda çıkarıp bakmak için cebime koydum. Günlerin içini dolma gibi doldurup yatmadan önce çıkarıp bakıyorum. O gün neyle geçti, hangi duyguyla geçti, yeterince eğlendim mi, yeterince öğrendim mi, yeterince sevgi dolu muydum? Çoğu zaman ne yapacağıma, düşünüp taşınmalı karar veriyorum. Akşam "20 tane almanca kelime öğrenmişim, günlerdir gözümde büyüyen dolabı düzenlemişim, aferin kız bana" demesi güzel oluyor. Yemeğin üstüne içilen çay gibi bir nefes verip huzurla uykuya dalıyorum. Yine de bu iradi eylemler bam diye önüme düşen, hesapsız teklifler kadar eğlenceli olmuyor. Neresinden karşılayacağıma hazırlanmadığım pasların topu ne tarafa savuracağını ben de merakla izliyorum.
Markete giderken bi çocuğun nedense koştuğunu görüyorum. Bir çocuk neden koşar gerçekten, nereye yetişmesi gerekir? Gerektiğinden değil, eğlenceli diye koşuyor. Ben de koşuyorum. Marketi geçiyorum. Yumurta almaktan daha eğlenceli koşmak. Ama sık sık unutuluyor. En azından benim tarafımdan. Bir şeyi dünyayı anlamama yardımcı olmayacak, bir eksiği gidermeyecek, birine faydası dokunmayacak da olsa sadece eğlenceli olduğu için yapmak çocukken bildiğim bir şeydi. Eylemlerle çıkar ilişkisini büyüyünce kurdum. Çoğumuz gibi. Ama merak etme çoğumuz, ben sana bunu hatırlatmaya geldim. Kafamızda şurdakini buraya koymaya bir albüm bulduk diye dans ederek, bir çocuk koştu diye hızlanarak, balkon kapısı orda duruyor diye dışarı çıkıp bi temiz hava alarak biraz ara verebiliriz. Bunu anlatmaya başlamadan önce de dedim anlatmaya değer mi, bi yararı olur mu... Sonra dedim kim bilir belki de olmaz :)
Yorumlar
Yorum Gönder