Sabah Sabah Society's Standards
Bir yandan mutfakta yemek yapıp bir yandan youtube'un önerdiği bir videodan diğerine otomatik geçtiğim bir gün, konuk edilen ünlülere dobra olduğu iddia edilen birtakım sorular sorulan bir programa denk geldim. Sanırım eski ana haber spikerlerinden biri sunuyordu. Görünce kadın haber spikerlerinin kariyerlerinin ileri zamanlarında çoğunlukla ya gündüz kuşağı programı ya da magazin sunuculuğu ile meşgul olduğunu farkettim. Müziğe yönelip kendine tamamen farklı bir kariyer planı çizen bile vardı. Peki erkek spikerlere ne oluyordu? Kafamda birden yaşını almış enkırmenleri attıkları şehirden uzak dev bir çöplük imajı canlandı. Bu tür boş düşüncelere dalmışken sunucunun Seda Sayan'a sorduğu bir soruyla ilgim yeniden bu sıkıcı formata kaydı. Altı eş değiştiren kadırgalı ablamıza aradığını neden bulamadığı soruluyordu. İlgimi çeken sorudaki mantık hatasıydı. Altı evlilik yapmak altı kez aradığını bulmak değil, aradığını bulamamak mıydı ya gerçekten? Aradığımız zamanla değişmiyor muydu neticede, neden nihai bir saadet beklentisindeydi bu insanlar?
Çok sevdiğim bir arkadaşım eşiyle boşanacaklarını ilk söylediğinde ağzımdan hüzünlü bir "aaaa" çıktı bir keresinde. Ağzımdan çıkar çıkmaz pişman olduğum bu nida akabinde durumu toparlamak için saçma sapan şeyler söylediğim bir diyalog yaşandı, çok sürmeden de sona erdi. Hala aklıma geldikçe bu boşboğaz tepkimle ona nasıl hissettirdiğimi düşünür, hayıflanırım. Gayriihtiyari verdiğim bu tepkinin, o sunucunun sorduğu soruyla epey paralel kaygı ve beklentiler taşıdığını şimdi görebiliyorum. Birçoğumuz gibi ben de düzenin bozulmasına bozuluyorum. İçgüdüsel olarak değişimi yadırgıyorum, konfor peşinde koşuyorum. En azından öyleydim, şimdi farkediyorum.
Yanlış anlaşılmak istemem, aman tadımız kaçmasın tadında bir kimse değilim esasen. Olagelenleri başarı, başarısızlık, iyi ya da kötü diye etiketlemekten de imtina ederim. Bir şeyin devamlılığı alkış tutmama sebep değil çünkü ilişkiler biter, alışkanlıklar değişir, fikirler eskir, her şey olur. "New is always better" derler bildiniz mi? Öyle olmayabilir elbette ama olabileceği ihtimalini de atlamamak, yer yer kaosu da kucaklamak gerek diye düşünüyorum sevgili dostlarım.
Vesselam söyleyeceklerim bu kadar, Seda Sayan'ın bizzat kendisinin sahip çıkmadığı özel yaşamı hususunda istediğini istediği miktarda yapma özgürlüğünü canhıraş savunduğum bu yazının da sonuna geldim. Zira kendisi soruya verdiği köşesiz, ortalama ve ahlakçı "Millet düşüp kalkıyor, ben hepsiyle evlendim." yanıtıyla Türk toplumunun kulaklarında cızırtıya sebep olmamış ve ne kadar örnek bir kadın birey olduğunun altını çizmişti. Olsun, varsın cızırtı benim yazdıklarımdan gelsin, belki okuyanın aklında bir ampül yakar. Olur mu olur, bir kısa devreye bakar.
Yorumlar
Yorum Gönder